Salı

JONATHAN COE * UYKU EVİ

"Uyku Evi" iki farklı zaman diliminde, aynı evde yaşayanların ortak hikayesi. Bölüm bölüm, karakterlerin on yıl öncesine ve sonrasına gidip geliyoruz.

Uyku Evi olarak adlandırılan ev, 80li yıllarda bir üniversitenin yurt binası olarak kullanılıyor, 90lı yıllarda ise bu bina uyku bozukluklarının tedavi merkezi haline getiriliyor.

Kitaptaki karakterlerin neredeyse hepsi, aynı üniversitenin ve aynı dönemin öğrencileri/mezunları. Sarah, öğretmen, narkoleptik, neyin gerçek neyin rüya olduğunu ayırt edememesi hayatında önemli sayılabilecek problemlere neden oluyor. Veronica, öğrencilik yıllarında Sarah ile bir cafede tanışarak hayatına dahil oluyor, feminist/aktivist, kendi tiyatro salonunu açma planları kuruyor. Terry, üniversite yıllarını bol bol uyuyarak geçirmiş bir sinema tutkunu ve eleştirmeni, ilerleyen yıllarda insomnia belasına yakalanıyor ve bu yüzden doktor G. Dudden uykusuzluğunu "incelemek" üzere onu tedavi merkezine davet ediyor. Dudden'ın en büyük hayali uykuyu insan hayatından tamamen çıkarıp, zamanı faydalı işler için kullanabilmek. Bir de Robert var, Sarah'nın hayatında yer edinebilmek için her yolu deneyen, yanlış anlaşılmalara kurban giden bir adam.

Konuyu açamıyorum, karakterleri detaylandıramıyorum, çünkü kurgu ve sürprizleri bozma endişesi elimi kolumu bağlıyor şu anda. Kişilerin birbirleriyle bağlantıları, sırların ortaya çıkışı, hepsi okuyucunun keşfetmesi için sayfalara serpiştirilmiş. Yıllar içinde bir ileri bir geri gidilmesine rağmen, hikayenin akıcılığı ve konunun özü inanılmaz.

Ciddi ciddi elinize yapışacağını düşündüğüm bir kitap "Uyku Evi". Uykunun, uyanıklığın, rüyaların ve gerçeklerin insan hayatına bıraktığı etkileri okumak isterseniz, kesinlikle tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder