Pazar

NEIL GAIMAN & TERRY PRATCHETT * KIYAMET GÖSTERİSİ

Ve beklenen an sonunda geldi. 

İki büyük ustanın birlikte yazdıkları bu kitap, 2007'de Salyangoz Yayınları tarafından Türkçe olarak basılmış, ancak yıllarca süregelen arayışlarım sonuçsuz kalmış ve bir kopyasını dahi elime geçirememiştim.

Daha sonradan Türkçe çevirisinin çok başarılı olmadığına dair duyumlar almış, arayışımdan vazgeçmiş ve orijinalini alıp eve getirmiştim. Aynı akşam okumaya başladığım bu eseri, ya ben başka kitabı yarıda bıraktım bu arada diyerek bir kenara bırakıp diğer kitaba geri dönmüş, sonra kitabı bıraktığım o kenarı bir daha bulamayarak yeni bir üzüntü dalgasının içinde kaybolmuştum.

Şimdi o kitap, İthaki Yayınları'nın elinden "Kıyamet Gösterisi" adıyla tekrar kitapçılarda yer almış bulunmakta. 

Konusu şöyle (bakalım anlatabilecek miyim), dünyanın sonu gelmek üzere ve Şeytan'ın oğlu Deccal dünyaya gönderiliyor. Cehennem'i temsil eden Crowley'nin Deccal'i bir hastanede olaylardan bihaber bir ailenin yeni doğmuş bebeğinin yerine bırakması gerekiyor. Ancak bebek yanlış ailenin bebeğiyle değiştiriliyor, bu yüzden Deccal bebeğin nerde olduğu meçhul.

Crowley kıyametin gerçekleşmesinde önemli bir rol sahibi lakin bu isteyerek yapacağı bir iş değil. Dünyanın nimetlerinden çok memnun, kurulu bir düzeni var. Gidişata bakarak insanlara artık Cehennem'den müdahale etmenin bir anlamı kalmadığını, çünkü Şeytan'a bile pabucunu ters giydirebilecek durumda olduklarını düşünüyor. O yüzden dünyayı sona erdirmektense Cehennem ahalisinin komple dünyaya taşınmasının daha iyi bir fikir olduğunu savunuyor. 

Crowley'nin en yakın arkadaşı  Aziraphale aynı zamanda meslektaşı, ama farklı bir kurumdan, Cennet'ten. O kadar uzun zamandır tanışıyorlar ki artık arkadaş olmaları kaçınılmaz hale gelmiş. Aralarındaki centilmenlik anlaşması gereği şimdiye kadar birbirlerinin işlerine karışmamışlar ama artık ortak bir amaçları var, biri Cennet'e hizmet için, diğeri kendisi için kıyametin gerçekleşmesini engellemeye çalışıyorlar. Bunu yapabilmeleri için de öncelikle kendisinin Deccal olduğunun farkında bile olmayan çocuğun nerede olduğunu bulmaları gerekiyor.

Karakterler, mesela Crowley, zeki, hazırcevap, komik bir adam, Bentley kullanıyor, arabasına tapıyor, torpido gözüne attığı herhangi bir kaset iki hafta içinde kendiliğinden Best of Queen albümüne dönüşüyor. (Kitap boyunca gözümün önüne sürekli Supernatural dizisindeki Crowley geldi, bir gün filmi çekilirse bu kitabın, o rol başkasına verilmemeli bence) Aziraphale'e gelecek olursak, mütevazi bir hayat sürüyor, bir kitapçı dükkanı işletiyor, aslında kolleksiyoncu ve dükkanında sergilediği bu kitapları kimse satın almasın diye türlü hilelere başvurmak zorunda kalıyor. (Supernatural etkisi, onu da sürekli Castiel olarak gözümde canlandırdım) Mahşerin dört atlısı da mevcut romanda, ama onlar da çağa ayak uydurmuşlar, motorsiklet çetesi olarak karşımıza çıkıyorlar.

Neil Gaiman'ın yazdıklarında garip bir büyü var, okumaya başladığımda sanki bulunduğum yer gerçek dünyadan kopuyor ve kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda Gaiman'ın görmemi istediği şeyleri görüyormuşum gibi bilinçli bir teslimiyet halinde hissediyorum kendimi. Terry Pratchett ise bambaşka, bizim varlığından bile haberdar olmadığımız bambaşka diyarlardan sanki. Zekası, hayalgücü, espri anlayışıyla edebiyat dünyasında tek başına lider. 4 yıldır alzheimer'la mücadele ediyor olması hayatın hiç de adil bir döngü içinde olmadığının en büyük kanıtı bence.

Gaiman'ın yada Pratchett'in, hatta her ikisinin de kitaplarından birini şimdiye kadar okumuşsanız eğer, benim "Kıyamet Gösterisi"ni okuyun diye tavsiyede bulunmam saçma sapan bir hareket olur. Yok eğer daha önce hiç okumadıysanız, hemen bir kitapçıya gidiyorsunuz (yada online kitapçınızın sitesini açıyorsunuz) ve "elinizdeki tüm Gaiman ve Pratchett kitaplarından birer adet istiyorum" diyorsunuz ve bir an önce okumaya başlıyorsunuz. İddia ediyorum bambaşka bir insan olacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder