Jules Verne kimdir diye anlatmayacağım, çünkü zaten bilim kurgu söz konusu olduğunda akla gelen ilk isimlerden biri, steampunk akımının vazgeçilmezi hatta yaratıcısı olduğunu ezbere biliyoruz.
Çocukluğumuz onun kitaplarıyla geçti, yeni nesil de okuyor mu bilmiyorum, ama biz, hatta bizden öncekiler "80 Günle Devri Alem", "Balonla 5 Hafta", "Dünyanın Merkezine Yolculuk", "İki Yıl Okul Tatili" "Denizler Altında 20.000 Fersah" ve daha birçok romanını küçük yaşta okuma fırsatı bulduk.
Jules Verne denizciliğe küçük yaşlardan beri meraklıymış, ama ailesi ona hukuk okutmaya kararlıymış. Paris'te hukuk okulunu yarıda bırakmış, kütüphanede mühendislik, astronomi, jeoloji konularında kitaplara gömülmüş, bir yandan da tiyatro oyunları ve romanlar yazmaya başlamış. Gün gelip saygın bir yazar olduğunda yaptığı ilk iş bir tekne almak ve dünyayı dolaşmak olmuş. Hem çocukluk hayallerini gerçekleştirmiş, hem de eserlerinde kurguladığı buluşlarla Avrupa sanayisine yön vermiş.
"Wilhelm Storitz'in Sırrı" Jules Verne'in seyahat maceraları üzerine yazdığı kitaplarından çok farklı. Kardeşi Marc'ın köklü Macar bir ailenin kızı Myra ile yapacağı evlilik için Macaristan'a giden Henry, evlilik hazırlıkları aşamasında Myra'nın daha önce reddedilen talibi Wilhelm'in gazabına tanık olur. Babası bir bilimadamı olan Wilhelm'in doğaüstü güçleri olduğu öne sürülür, alışılmadık yöntemlerle evliliği sabote etmeye çalıştığı gibi Macar halkına da korku saçar. Bütün bu olaylar karşısında Henry mantığıyla hareket etmeye ve Wilhelm'in gizemini çözmeye çalışır.
Romanda en göze çarpan nokta aşırı Fransız ve Macar milliyetçiliği ve Alman düşmanlığı. Kronolojik açıdan bakacak olursak bunda Fransa-Prusya Savaşı'nın etkili olduğunu söyleyebiliriz sanırım.
Jules Verne'in en iyi romanlarından biri diyemiyorum. (Bana göre en iyisi "Yirminci Yüzyılda Paris" idi ama zevkler tartışılmaz tabi) Ama yazarın kendi kalıplarının dışına çıktığı eserlerini merak ediyorsanız okumanızı öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder